Suudi Arabistan Ordusu Var mı? Bir Hikâye Üzerinden…
Kayseri’nin soğuk kış akşamlarından birinde, yalnız başıma, odamın penceresinden dışarıyı izlerken zihnimin bir köşesinde bir soru takıldı: “Suudi Arabistan ordusu var mı?” Gerçekten garip bir soru gibi gelebilir, ama içimde bir merak büyüdü. O an, bu sorunun cevabını bulmaya karar verdim. Ama aslında, bu soru bir anlamda çok daha fazlasını düşündürttü bana…
Sorunun Başlangıcı: Sade Bir Merak
Geceyi geçirecek bir şey ararken, elim telefonu tuttu. O kadar yalnızdım ki, sanki bir anlam arıyordum. İçim sıkılıyordu, ruhum bir yerlere gitmek istiyordu, ama hiçbir yere ulaşamıyordum. Gece, beni geçmişe doğru sürüklüyordu. Hafızamda bir soru belirdi: “Suudi Arabistan ordusu var mı?” Bu basit ama derin soru, zihnimde dalgalar gibi yayılmaya başladı.
İçimdeki soru işaretleri büyüdü. 25 yaşında, Kayseri’de yaşayan, bol bol günlük tutan, duygusal bir genç olarak, düşündüğüm şeylerin nereye varacağı hakkında hiçbir fikrim yoktu. Aslında belki de bu, bir anlam arayışının sonucu olarak doğmuş bir soru değildi. Belki de bana bir şeyler anlatmak isteyen, şehri aydınlatan lambalar gibiydi. Geçmişin izlerini her adımda hissetmek… Fakat şimdi, yalnızca Suudi Arabistan ordusunun varlığına odaklanmıştım.
Araştırma: Beklenmedik Bir Keşif
Telefonu elime alıp Google’a yazdım: “Suudi Arabistan ordusu var mı?” Cevaplar yavaş yavaş akmaya başladı. Şaşkınlık içinde okudum: Evet, var. Ama derinlemesine bir araştırma yapmak bana garip bir şekilde bir huzur verdi. Çünkü… çünkü burada bana öğretilen, bazen tüm dünyayı özetleyen kelimeler varmış gibi hissediyordum.
Ve sonra, birden, bir anı gözlerimin önüne geldi. Bir arkadaşımın yaşadığı bir anı… Yıllar önce, küçükken birlikte oynadığımız bir askeri oyun vardı. Her gün, hayali düşmanlara karşı savaşıp zafer kazanırdık. O oyun bir tür kaçıştı, ama bir tür büyümek de…
Gerçek savaşların dünyasında, silahların ve ellerin ne kadar güçlü olduğu, bazen insanların içindeki “güç”ten çok daha fazlaydı. Ama işte o zaman, başka bir soru doğdu: “Gerçekten bir anlamı var mı?” Bir milletin ordusu, bir başka millete karşı gerçekten koruyucu mu yoksa sadece savaş için mi var?
İçsel Çatışma: İnsan Olmak ve Güç
İçimde bir mühendis var; her şeyin mantıklı olması gerektiğini savunur. Ordu demek, güvenlik demek, ulusal savunma demek, güç demek. Ama içimdeki insan ise bunu farklı hisseder. O, gücün ve savaşın yıkıcı etkilerinden rahatsız olur. Çünkü insan, en çok güvende olduğu yerlerde büyür. Bir ordu, tüm insanları koruma adına, bazen hepimizi daha derin korkulara itebilir.
Beni asıl etkileyen şey, bir ülkenin ordusunun yalnızca gücü değil, halkının güvenini de temsil etmesiydi. Suudi Arabistan’ın ordusu, belki de bu güvenin bir sembolüydü. Ve o güveni sorgulamak, içimdeki insanın ve mühendis tarafımın karşılaştığı bir savaştı. “Güvenli olmak ne demek?” diye soruyordum. “Ve bir ordunun gerçek rolü ne olmalı?”
Gerçekten Huzur Aramak
Dışarıdaki soğuk geceyi izlerken, düşündüm: İnsan, her zaman gerçek huzuru dışarıda mı arar? Suudi Arabistan ordusunun varlığı, dünyanın başka köşelerinde de bir güven simgesi olabilir. Fakat burada, Kayseri’de, gözlerimde bir huzursuzluk var. Belki de huzuru, başka şeylerde aramayı öğrenmeliyim. Askeri gücün ve ordunun sadece “güvenlik” için değil, aslında başka bir şey için de var olabileceğini fark ettim: Bir ülkenin insanına umut vermek.
İçsel Bütünlük: Hem Güçlü Hem Barışçıl Olmak Mümkün mü?
Geceyi sonlandırırken, bir düşünce beni rahatsız etti: Hem güçlü hem barışçıl olmak mümkün mü? Suudi Arabistan ordusunun varlığı, dışarıdan bakıldığında bir askeri gücü simgelese de, aslında halkının güvenliğini simgeliyor. Gücün özü, bazen sadece savunma amacı taşır. İçimdeki mühendis bu konuda haklı olabilir. Ama içimdeki insan tarafım, bunun ötesinde bir şey arıyor. Güçten daha fazlası… Barış, huzur ve güven.
Bir insanın içindeki dengeyi kurması gibi, bir millet de aynı şekilde kendi gücünü ve huzurunu dengelemek zorunda. Korkular ve savunmalar arasında bir denge kurarak hem güvenliği sağlayabiliriz, hem de insan olmanın gerçeğiyle barış içinde yaşayabiliriz.
Sonuç: Sadece Bir Ordu değil, Bir Umut
Suudi Arabistan ordusu var mı? Evet, var. Ama sadece bir ordu olmaktan çok, o gücün ve güvenliğin sembolü olarak bir anlam taşıyor. O an, geceyi tamamlayıp uykuya dalarken, düşündüm: Gerçekten bir ordu, sadece silahlar ve güçle mi var olmalı? Yoksa, bir milletin barış ve güven içinde var olabilmesi için farklı bir “güç”e mi ihtiyacı var?
Sonuçta, ne kadar güçlü olursak olalım, içimizdeki insan, en çok güven ve huzur arar.